BAĞIMSIZ SAYIKLAMALAR

Bir ândadır aşk, öfkeyi bir ân getirir…

Her ânın izi vardır, bir çizik atar yüzüne. Zamanın içine saklanmış bir ân saplanır hayatının orta yerine. Zaman geçer gider de! Peki alnında mı çizgiler, gamzende mi çizgiler? Yüzün bana seni söyler.

Geldik gidiyoruz, meçhul bir gölgeyi taşıyor vücudumuz…

Bir ândan geçerken sen, sana eşlik eden vücudun. Hani ruhunu sırtlayıp dik tutan, direnen, yorgun vücudun. Sırtında taşıdığın ânlar vardır seni sen yapan. Etini kemiğini törpüler, seni şekillendirir. Bir yara, bir titreme, bir mimik bile seni ele verir. Vücudun bana seni söyler.

Gözlerin beni sana ulaştıran en kestirme yol…

Gözlerinin derinine kendin bile inmezsin. Aynaya baktığında gördüğün şey sen misin? Kaç perdenin arkasında, kim bilir neredesin? İnsan ne yabancı kendine, ne uzak. Gözlerin bana seni söyler.

Yürüdüğün yola çiçekler ekebilirsin, yada şöyle bir bakıp geçebilirsin…

Kesik ağlak bir nefesle başlamadı mı hayatın? Yol senin, yolcu sensin. Han senin, hancı sensin. Kendi hayatında sen her şeysin. Kâh çiçekler ektin, kâh ruhunu gömdün. Nefesin kesildiğinde senden ne kaldıysa sen O’sun. İzlerin bana seni söyler.

BAĞIMSIZ SAYIKLAMALAR” üzerine 4 yorum

NE DÜŞÜNÜYORSUN?